doğrudan doğruya - Türkçe İngilizce Sözlük

doğrudan doğruya

"doğrudan doğruya" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 17 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
doğrudan doğruya directly zf.
You said the message came directly from Tom.
Sen mesajın doğrudan doğruya Tom'dan geldiğini söyledin.

More Sentences
General
doğrudan doğruya right zf.
A bike path goes right past my house.
Bir bisiklet yolu doğrudan doğruya evimin önünden geçer.

More Sentences
doğrudan doğruya straight zf.
This analysis brings us straight into the middle of the twentieth century.
Bu analiz bizi doğrudan doğruya yirminci yüzyılın ortasına getirir.

More Sentences
doğrudan doğruya directly zf.
I looked directly into her eyes.
Doğrudan doğruya onun gözlerine baktım.

More Sentences
doğrudan doğruya point-blank zf.
He told me point-blank that I was fired.
Doğrudan doğruya bana kovulduğumu söyledi.

More Sentences
doğrudan doğruya immediate s.
doğrudan doğruya direct s.
doğrudan doğruya flat-out s.
doğrudan doğruya downright zf.
doğrudan doğruya fair zf.
doğrudan doğruya immediately zf.
doğrudan doğruya flat out zf.
doğrudan doğruya titely [obsolete] zf.
Phrases
doğrudan doğruya dead on end expr.
Idioms
doğrudan doğruya dead on the mark expr.
doğrudan doğruya fair and square expr.
doğrudan doğruya in the teeth of expr.

"doğrudan doğruya" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
doğrudan doğruya yöneltilmiş hareket direct action i.
doğrudan doğruya olmayan mediate s.
Idioms
doğrudan doğruya öğrenilmiş at first hand expr.
Trade/Economic
doğrudan doğruya satış direct selling i.
doğrudan doğruya finansman direct financing i.
doğrudan doğruya ithal direct importation i.
doğrudan doğruya iflas yolu direct bankruptcy method i.
işin dışsal çevre ortamı yerine doğrudan doğruya işin kendisine ve işçinin o işi yerine getirmesine ait koşullar job content i.
doğrudan doğruya toptancıdan alınan first hand s.
Law
ingiltere yasalarına göre, doğrudan doğruya kraldan arazi alan veya kiralayan kimse tenant in capite i.
doğrudan doğruya beyyine direct evidence i.